Mehmet Rauf Kimdir?

İçindekiler

Mehmet Rauf kimdir? Mehmet Rauf İlk ve orta öğrenimini Balat’taki mahalle mektebiyle, Soğuk çeşme Askeri Rüşdiyesi’nde gören Mehmet Rauf, Bahriye mektebini bitirerek deniz subayı oldu. 1894’de staj için Girit’e, 1895’de Kiel kanalının açılış merasiminde bulunmak üzere Almanya’ya gönderildi. Dönüşünde Trabya’da elçilik gemilerinin irtibat subaylığına atandı.

Üç kez evlenen ve çeşitli gönül maceraları peşinde sürüklenen Mehmet Rauf 1908’den sonra bahriyeden ayrılarak, hayatını yazarlıkla kazanmaya çalıştı. Cumhuriyet devrinde kadın dergileri çıkarmasına, ticaretle uğraşmasına rağmen ekonomik sıkıntılardan bir türlü kurtulamadı ve yoksulluk içinde, 23 Aralık 1931 de İstanbul’da öldü.

Edebi Kişiliği

Mehmet Rauf’un edebiyata eğilimi daha küçük yaşta okuduğu kitaplar ve izlediği tiyatrolar ile başlamış, daha sonraları asker olmasına rağmen edebi kişiliğinden bir türlü kurtulamıyor, sürekli yazma düşüncesi için de olmuş, edebiyatçı ve romancı ola düşüncesinden bir türlü kurtulamamıştır. Meşrutiyetin ilanından sonra biraz da özgürlüğün verdiği heyecanla “zanbak” adlı bir romanı yazmış ve imzasız olarak bastırmıştı. Dâhiliye Nezareti tarafından Zanbak romanı müstehcen olduğu gerekçesiyle okunması yasaklananmış, çıkarıldığı Askeri Mahkeme tarafından hapis cezası almış ve bu roman nedeniyle ordudan atılmıştır.

Mehmet Rauf, Hikâyelerini, resimli gazete’de (Rauf Vicdanî adıyla) ve bir ara yazı işleri müdürlüğünü de yaptığı Mektep dergisinde yayımlandı. Daha sonra Mektep dergisinde, Edebiyat-ı Cedide kurulduğu zaman da Servet-i Fünun ’da küçük Hikayeler, mensur şiirler, edebi Makaleler yazmış, Servet-i Fünun ’da tefrika edilen “Eylül” Romanıyla tam anlamıyla ünlenmiştir. Mehmet Rauf’un Türk Edebiyatına kazandırdığı Eylül adlı romanın en büyük özelliği Türk Edebiyatında ilk psikolojik roman olmasıdır.

Mehmet Rauf Serveti Fünun Dergisinin 1901 yılında dağılmasından sonra 1908 yılına kadar yazmadı. Bu yıldan sonra yazı hayatının ikinci bölümü başlamış, çok çeşitli alanlarda yazmaya devam etmiştir. Yazarın İngilizce ve Fransızca öğrenmesinden sonra batılı yazarları tanımış ve onları takip etmiş, batı eserlerini kendi dillerinde okumuştur. Mehmet Rauf’un edebi kişiliği dış tasvirlerden çok kahramanların ruh hallerini, duygu ve düşüncelerini yalın ve sade bir dille kaleme alması, hemen hemen tüm yazılarında üslup ve hikayelerinin aşk ekseninde olmasıdır