Kimdir

Hezarpare Ahmet Paşa kimdir?

Hezarpare Ahmet Paşa kimdir?  I. İbrahim saltanatında 21 Eylül 1647 – 7 Ağustos 1648 tarihleri arasında on ay on altı gün sadrazamlık yapmış bir Osmanlı devlet adamıdır.

Kapıkulu süvarilerinden birinin oğlu olup İstanbul Tavşantaşı’nda doğmuştur. İyi ve çabuk yazı yazdığı için önce, defterdar Ömer Efendi’ye, sonra Sadrazam Kara Mustafa Paşa’ya katılarak Tezkereci, Mevkuf atçı ve Defter Emini olmuştur.1646’da Vezir rütbesi ile Defterdar, bir yıl sonra ise Sadaret kaymakamı olmuştur.17 Eylül 1647’de Sadrazam Salih Paşa’nın katlinden sonra 21 Eylül’de sadrazam olmuştur. Aynı zamanda padişahın henüz 2 yaşındaki kızı Beyhan Sultan ile namzetliği yapılmıştır.

Ahmet Paşa’nın, Deli İbrahim’in israflarına para yetiştirmesi, özellikle padişahın samur merakından dolayı “samur amber vergisi” koyması yeniçeri ocağının isyanına sebep olmuştur. Yeniçeri ocağı ağalarıyla iyi geçinmemesi ve ocak ağalarına bir suikast hazırlaması da bunda etkilidir. Ayrıca Kösem Sultan’ın da oğlu Sultan İbrahim’i tahttan indirerek yerine torunu şehzade Mehmet’i getirmek istemesi İstanbul’da askeri bir hükümet darbesine sebep olmuştur.

1648’de Sultan İbrahim’i devirmek üzere ayaklananlar, önce Sadrazam Ahmet Paşa’yı yakalamışlar ve onu Sofu Mehmet Paşa’nın konağına götürmüşlerdir. Sofu Vezir, büyük saygı gösterdiği Sadrazamdan canının bağışlanması için bütün servetini istedi. Bütün varını yoğunu aldıktan sonra onu cellâda verdi. Ölümünde 3000 kese nakdi ve 7000 filorisine (altın para) el konuldu.

Ölümü

Ahmet Paşa’nın ölümü çok hazindir. Ayaklanan ihtilalcı yeniçerilerden birkaç hunhar, fırsatı ganimet bilip, cahil halkın batıl itikatlarından da yararlanarak, “insan yağı, mafsal(eklem) ağrı ve sızılarına devadır” diyerek, Ahmet Paşa’nın etlerini lokma lokma doğrayarak beşer onar akçeye satmışlardı. Büyük şehirlerde de, bu kadar korkunç, tüyler ürpertici bu devayı satın alarak kollarına, bacaklarına sürüp bağlayabilecek kadar çok katı yürekli insan çıkmıştı ki, paşanın iri yapılı vücudu hemen bir iskelet halinde kalmıştı; ölümünden ve naaşının bu feci akıbetinden sonra kendisine “bin bir parça” anlamına gelen “Hezarpare” lakabı verildi.

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu