Atilla ilhan kimdir?

İçindekiler

Asıl adı Atilla Hamdi İlhan olan sanatçı, 1925 yılında Menemen’de doğmuştur. İlk ve ortaöğretimini İzmir’de tamamlayan Atilla İlhan, 1941 yılında İzmir Atatürk Lisesi’ne başlamıştır. Henüz birinci sınıftayken kız arkadaşının defterine aşk mektubu koyan Atilla İlhan, okul yönetimi tarafından yakalanınca gözaltına alınmış ve okuldan uzaklaştırılmştır. 1944 yılında ise Türkiye’de hiçbir yerde eğitim alamayacağına dair alınan karar Danıştay tarafından bozulmuştur. Bunun ardından Atilla İlhan, lise eğitimine İstanbul Işık Lisesi’nde devam etmiştir.

Atilla İlhan, İstanbul Hukuk Fakültesi’ne başlamış ancak eğitimini yarım bırakarak yaşamakta olduğu siyasi soruşturmalardan uzaklaşmak amacı ile Paris’e gitmiştir. Paris’te Fransızca ve Marksist düşünceyi öğrenmiştir. Türkiye’ye döndüğü zaman gazetecilik hayatına atılmış ve hukuk eğitimine devam edememiştir. İstanbul, Ankara ve İzmir’de başyazarlık, yayınevi danışmanlığı, genel yayın müdürlüğü ve TV programları yapmıştır. 2005 yılında kalp krizi geçirerek İstanbul’da hayata veda etmiştir.

Edebi Kişiliği ve Sanat Anlayışı

Atilla İlhan’ın edebi kişiliği şiirlerinde Nevin, Beteroğlu ve Yıldız esintileriyle; senaryolarında Ali Kaptanoğlu imzası ile şekillenmiştir. Yayınlanan ilk şiiri “Balıkçı Türküsü” iken ilk şiir kitabı “Duvar”dır. Duvar, 1948 yılında yayınlanmıştır. 1946 yılında CHP şiir yarışmasında ikincilik alan Cebbaroğlu Mehemmed şiiri ile dünyaya adını duyurmayı başarmıştır.

Atilla İlhan, şiirlerinde genellikle dekor, çevre ve zaman ögelerini sürekli bir değişim halinde kullanmıştır. Sadece özel getiren ekler için kesme işareti kullanmış ve büyük harfleri kullanmamıştır. Mavi Akımı içerisinde bulunarak Garip ve İkinci Yeni şiirinin karşısında yer almıştır. Yazım çizgisi, toplumsal gerçekçilere yakındır. Şiiri, fikirleri savunma için bir araç olarak görmediği için onlardan ayrılmıştır. Büyük çoğunlukta kahramanlık, barış, özgürlük, kavga, insan sevgisi, bunaltı, yalnızlık, umutsuzluk, ölüm, aşk ve içki gibi temalar işlemiştir.

Atilla İlhan’ın edebi kişiliği onu kendi özgün anlatımına ulaştırmıştır. Halk deyişlerinin ve yer yer argo ifadelerin bulunduğu sade bir dili vardır. Dili coşkulu bir anlatıma sahiptir. 1950’li yılların ardından eleştiri ve senaryo alanında da yazılar yazmıştır.