Bu yazımızda Septisizm Nedir yani bir diğer anlamıyla Felsefenin bir akımı olan Septisizm (Kuşkuculuk) Nedir konusunda sizlere bilgiler vereceğiz.
Septisizm
Doğru bilginin akıl, deney, tecrübe yada duyum dahil hiçbir şekilde elde edilemeyeceğini savunan felsefik akımdır. Kuşkuculuk ve şüphecilik olarak da isimlendirilmektedir.
Gündelik yaşantımızda şüphe; kesin olan kanılara, insanlara ve ya fikirlere güvenmemek olarak adlandırılır. Büyük kitleler tarafından kabul göre fikir ve kanıları irdelemek, sorgulamaktır. Gayet sağlıklı ve mutlaka yapılması gerekilen bir eylemdir.
Her türlü bilgi içeriğini şüpheyle irdeleyen; bunların kaynaklarını, etkilerini ve kesin oluşlarını inceleyen, aklın kesin bir bilgiyi barındırmadığını, mutlak bilgiye ulaşmanın mümkün olmadığını savunmaktadır. Duygularımızın bize sağladığı bilgiler sadece aldatıcı, değişiktir. Bu yönü ile doğru bilginin, açık ve genel geçer olması şartını karşılamamaktadır.
Gerçekliği tamamı ile reddetmek değildir aslında septisizm. Kesin yargıda bulunmaktan hoşlanmayan filozoflar, tüm gerçekliği reddedip şüphelenmenin kesin yargı olacağını bilecekleri için asla tam şüpheci bir yaklaşım sergilememişlerdir. Ayrıca şunu da karıştırmamak gerekiyor ki septisizmi destekleyen filozoflar şüpheci bir amaç uğruna kullanırken, Descartes şüpheciliği doğru bilgiye ulaşma arası olarak kullanmıştır.
Septisizm yani kuşkuculuğu anlatmak için en yaygın kullanılan yöntem “rüzgar” yöntemidir. Nezle olan, üşüyen, ateşi yüksek olan kişiler için rüzgar soğuk ve zararlıdır. Fakat sağlıklı, terlemiş ve üşümeyen kişiler için rüzgarın hissettirdiği duygu farklıdır. Bu nedenle rüzgar mutlak ve gerçek olamaz ve üşütür ya da ısıtır diyemiyoruz. “Ben var mıyım?” ve “Varlık nedir?” sorularının cevaplanma isteği ile başlayan septisizm hem idealar hem de nesneler evrenini sorgulamaktadır.
Septisizm ve Sofizm farkı
Sofizm ise belirli miktar para karşılığında siyasetçilere, iş adamlarına, ticaret ile ilgilenen kişilere filozoflar tarafından verilen bilgiler ve öğretilerdir.
Aslında iki yöntemde şüpheyi ele alırken kullanılan yollar ve yöntemler birbirinden tamamen farklıdır. Sofistler duyularıyla algıladıkları olguları biriktirir ve en son bir sonuca ulaşırlar. Tümevarımsal yöntem kullanmalarına rağmen deneyi temel olarak kabul etmezler. Daha çok etik ve siyasal konular üzerinde yorumda bulunurlar.