Tarih

Atatürk Peygamber’in Mezarını Yıkılmaktan Kurtardı Efsanesi

Hakkında en çok şehir efsanesi olan tarihi kişilerden biri de Atatürk’tür. Atatürk hakkındaki efsaneler bir çok kişi tarafından gerçek gibi kabullenip delilleriyle tersi ispatlandığı halde bunu kabul etmemektedir. Atatürk hakkında uydurulmuş en püsküllü efsanelerden biri de hiç şüphesiz Atatürk’ün peygamberimizin mezarını yıkılmaktan kurtardığı efsanesidir. Efsaneye göre ;

1919 yılında Mustafa Kemal Suudi Arabistan Kralının Peygamberimizin mezarını yıkma girişimini duyunca küplere binmiş ve Suudi Arabistan kralına Suudi Kralının dikkatine diye başlayan bir telgraf çekerek peygamberin mezarına dokunacak olursanız Kurtuluş Savaşını bırakıp ordumla üzerine gelirim diye Suudi Kralını tehdit ederek peygamberimizin mezarının yıkılmasına engel olmuştur.

İnsan bunu okuduğu zaman ”Vay be Mustafa Kemal ne büyük iş yapmış cihanı titretiyormuş” diyesi geliyor ama bunun düpedüz uydurma olduğu açıkça ortadadır. Çünkü bu anlatılanlar tarihi gerçeklerle bağdaşmamaktadır. bu söylentideki tarihi yanlışları şöyle sıralayabiliriz:

Atatürk Peygamber’in Mezarını Yıkılmaktan Kurtardı Efsanesi

  • Ülkeler arası ilişkilerde telgrafta devlet başkanının dikkatine diye bir ifade kullanılmaz bu ifade ancak ültimatomlar da kullanılır.
  • İnternet ortamında servis edilen telgrafın orijinal metni gösterilmeyip Latin alfabesine aktarılmış hali gösterilmektedir. Oysa telgraf da herhangi bir yazı kullanılmaz telgraf da tüm dünya nokta ve çizgilerden oluşan Mors Alfabesi kullanılır.
  • Sözde telgrafın kayıtlı olduğu arşiv ve dosya numarası gösterilmemektedir. Bu yüzden sözde telgraf belgesi yok hükmündedir.
  • 1919 yılında çekildiği iddia edilen telgrafın altında ”Kemal Atatürk” imzası bulunuyor halbuki Atatürk imzası 1934 yılında verilmiştir.
  • Bazı kimseler bu telgrafın 1926 da çekildiğini iddia eder ama bu iddia safsatadır zira sözde telgraf da yazan ”Kurtuluş Savaşını bırakıp ordumla üzerinize gelirim” ifadesiyle çelişmektedir. Çünkü Kurtuluş Savaşı 1922 yılında imzalanan Mudanya Mütarekesi ile fiilen 1923 yılında imzalanan Lozan Anlaşmasıyla da resmen sona ermiştir.
  • Sözde telgraf da ordumla üzerinize gelirim ifadesi de tarihi gerçeklere aykırı düşmektedir. Çünkü 1919 yılında ordu diye bir şey yoktu. Düzenli ordu 1920 yılında kurulmuştur. Yani Mustafa Kemal’in olmayan bir orduyla Arabistan’a yürümesi imkansız ötesi bir durumdur.
  • Buradaki en büyük hata ise 1919 da Suudi Arabistan Kralına böyle bir telgrafın çekilme iddiasıdır. Çünkü Suudi Arabistan Devleti 1932 yılında kurulmuştur yani sözde telgraftan 13 yıl sonra. peki şunu sormak gerekmez mi Mustafa Kemal olmayan bir devletle nasıl savaşacaktı?

Atatürk Peygamber’in Mezarını Yıkılmaktan Kurtardı Efsanesi İle İlgili İspatlar

Varsayalım ki yukarıda bu durumun gerçekleşmesini engelleyen sebeplerin hiçbiri yok peki bu durum da şu soruları sormak gerekmez mi? Mustafa Kemal’in Arabistan’a girmek için Ya Iraktan ya da Suriye’den geçmesi lazım Irak İngiliz kontrolünde Suriye de Fransız Mustafa Kemalin bu iki yoldan birini kullanması Türkiyeyi İngiltere veya Fransa ile ya da ikisiyle birden karşı karşıya getirmez miydi? Zaten Türkiye yeni bir savaşı göze alamadığı için Lozan da bazı tavizler vermek zorunda kalmamış mıydı?

Hadi bu ihtimali de geçelim Bursa Yunan orduları tarafından işgal edildiğinde Yunan işgal ordularının başında Yunanistan başvekili Venizelos’un oğlu bulunuyordu ve Bursa da ilk iş olarak Osman Gazi’nin türbesine girip sandukasını tekmelemiş ve Osman Gaziye bak devletin milletin ayaklarımın altında kalk da kurtar milletini diye hakaret etmişti. Burada da şunu sormadan geçmek olmaz. Mustafa Kemal burnunun dibindeki Osman Gazi türbesinin tekmelenmesine engel olamamış peygamberin mezarını yıkılmaktan nasıl kurtaracaktı?

Bazıları Venizelos’un  oğlunun böyle bir girişimde bulunmadığını iddia edip bu ihtimali ortadan kaldırmaya çalışabilir ama önemli olan bu olayın gerçek veya kurgu olması değil buradan çıkarılacak derstir. Çünkü peygamberin mezarını yıkma girişimi de olmamış ama Mustafa Kemal’in bu kurgu da kahraman yapılmaya çalışılması sözde yıkma girişimine engel olmaya çalışmış peki Osman Gazi türbesini neden kurtaramamıştır?

Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda bu iddianın uydurmadan ibaret olduğu ortaya çıkmaktadır. Hatta Murat Bardakçı bile bu iddiayı kabul etmemekte bunun uydurmadan ibaret olduğunu dile getirmektedir.

Bu yazıda kesinlikle bir kötüleme amacı güdülmemiştir. Amaç sadece tarihi hakikatlerin çarpıtılmasının önüne geçmek ve sadece tarihi doğru bir biçimde olduğu gibi anlatmaktır. Şehir efsaneleri ile tarihi kişilerin yüceltilmeye çalışılması tarihe mal olmuş kişiye yücelik kazandıramayacağı gibi yalanın ortaya çıkmasıyla da o kişiye bir şey kaybettirmeyecek ancak yalanı ortaya atan kişi toplum önünde küçük düşecek itibar kaybına uğrayacaktır.

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu